İslam medeniyetinde sosyal hizmetler, İslam'ın temel değerleri ve insanların ihtiyaçlarına dayalı olarak şekillenir. Bu hizmetler, toplumun zayıf ve ihtiyaç sahibi üyelerine yardım etmeyi amaçlar. Özellikle de İslam'ın sadaka ve zekât gibi emirleri, toplumdaki maddi ve manevi dengenin korunmasına büyük katkı sağlar. İslam Medeniyetinde sosyal hizmetlerin kapsamı içerisinde, yetimlere, yaşlılara, yoksullara, engellilere ve göçmenlere destek sağlama, hastaları tedavi etme ve eğitim hizmetleri sunma gibi bir çeşitli sosyal hizmetler bulunur. Bu hizmetler, İslam’ın adalet ve merhamet ilkelerini yansıtarak, toplumun sosyal dayanışma ve refahını teşvik eder. Bu nedenle İslam medeniyetindeki sosyal hizmetler, dini inançlarla birleşerek toplumun daha iyi bir şekilde işlemesine ve insanların daha iyi bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olur. İslam medeniyetinde sosyal hizmet kurumları, toplumun refahını artırmayı ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi amaçlayan önemli bir role sahiptir. Bu kurumlar genellikle vakıf sistemleri aracılığıyla faaliyet göstermektedir. İslam'da zekât yükümlülüğü ve sadaka gibi bağışlar, bu tür kurumların finansmanını sağlamak için kullanılır. Sosyal hizmet kurumları, yetimhaneler, hasta bakım merkezleri, eğitim enstitüleri ve yoksullara yönelik yardım programları gibi çeşitli alanlarda hizmet sunarlar. Ayrıca, İslam medeniyetinde sosyal adalet ve dayanışma ilkeleri temel alınarak, kurumlar genellikle gelir dağılımının adaletli bir şekilde sağlanması, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması ve toplumun en savunmasız üyelerine yardım edilmesi amacıyla faaliyet gösterirler. Bu kurumlar, İslam'ın değerlerini yansıtarak toplumun daha iyi bir şekilde işlemesine ve herkesin yaşam kalitesini artırmaya yönelik önemli bir rol oynarlar. İslam’da sosyal hizmet anlayışının temelleri, Hz. Muhammed (s.a.v.) dönemiyle atılmıştır. Asr-ı Saadetten itibaren dezavantajlı kesimlere karşı hassas davranılmış ve onların toplum içerisinde kaynaşması sağlanmıştır. Bu hususu bizzat Hz. Peygamber’in uygulamalarında görmek mümkündür. Sosyal hizmet algısı, Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminden sonra İslam devletleri tarafından da devam ettirilmiş ve kurumsallaşma adına önemli adımlar atılmıştır. Öyle ki İslam medeniyeti bir vakıf medeniyeti olarak telakki edilmiş ve yardıma muhtaç (dezavantajlı) kesimler her dönemde gözetilmiş ve ihtiyaçları karşılanmıştır. Modern dönemde sosyal hizmet kavramı farklı biçimlerde ve farklı uzmanlık alanlarını gerektiren bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda, sosyal hizmete yönelik algılar ve sosyal hizmetin hitap ettiği alanlar da değişmiş gözükmektedir. İslam medeniyetinde sosyal hizmetler olgusu bazı akademik çalışmalarda ele alınmış olmakla birlikte, bütün yönleriyle konunun ele alındığı bütünlüklü ve etraflı bir çalışma bulunmamaktadır. Kaldı ki sosyal hizmetler, tarihin herhangi bir zaman diliminde yaşamış devletlerin değil insanlığın temel sorunudur. Küreselleşen dünyada, değişen koşullar çerçevesinde büyük bir birikime sahip İslam medeniyetinin, sosyal hizmet konusundaki tecrübesine büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sempozyumla İslam medeniyetinin tecrübesinden hareketle gelecekte sosyal hizmet algısının nasıl olacağı, uygulama biçimleri ve ne şekilde kurumsallaşacağı yönünde bir yol planın oluşturulması hedeflenmektedir.
week
day
hour
min.
sec.
Sempozyumun Çağrı Metni
Sempozyuma Kalan Süre
Uluslararası İslam Medeniyetinde Sosyal Hizmetler Sempozyumu 4-6 Ekim
Galeri
Photos from the Near East University and the Turkish Republic of Northern Cyprus.
Sempozyum Yeri